Besmele İle Her Varlık Bir Değer Her Hareket Bir Güç Ve Her Olay Bir Anlam Kazanır

By | 14 Kasım 2022

Bir eşya, onu kullanan isme göre bir değer
taşır. Bir sanat eseri de sanatkarımı;
adına nisbet edilerek kıymet kazanır. Mesc
la günlük kullandığınız bir çay kaşığını satı
şa çıkarırsanız para etmez, ama o kaşığın
Fatih Sultan Mehmed’e ait olduğu sabi:
olsa milyarlar eder. Veya çok güzel de olsa
sizin yaptığınız bir portre ne kadaı
değerlidir? Satmak için müzayedeye

sokabilir misiniz? Ya o portre Leonardo da Vinci
veya Picasso’ya ait bir portre ise, milyon dolara
alıcı bulmaz mı? Demek ki, bir varlık
ilişkili olduğu isme göre bir değer alır.
Aynen bunun gibi, görmeyen, duymayan,
düşünmeyen, akılsız ve ruhsuz bir varlık
olan bir portre, ait olduğu isme göre bir
değer kazanıyorsa, Allah’ın bir sanat eseri
olan insan da besmele ile yani Allah’ın bir
eseri olarak bakıldığında bir değer kazanıyor.
İnsana Besmele gözlüğü ile bakmayan
Komünizme göre insan, makine gibidir.
I Iretiyorsa değeri vardır, üretmiyorsa değeli
yoktur. Ürettiği kadar değerlidir. Yani inan
eşittir makine. Nazım Hikmet bir şiirinde
‘Triuum, triuum, triuum makinalaşmak
istiyorum.’ Diyerek Komünizmin insana
makine gözüyle baktığı gerçeğini dile geriliyordu.

Kapitalizm ise, insanı ‘O’ (sıfır) olarak
kabul ediyor. Nasıl ki, sıfır bulunduğu yere
ve konuma göre bir değer kazanıyorsa, in
san da bulunduğu makama göre bir değer
taşıyor. Yani insanın bir makamı, bir serveti
veya bir şöhreti varsa bir değeri var, yoksa
bir yığın et ve kemikten ibarettir.
İnsana Allah’ın bir sanat harikası gözüyle
ve Allah adıyla bakan İslama göre insan
eşref-i mahlukattır, varlıkların en üstünü
dür. Cenab-ı Hak: ‘Biz insanı en mükemmel
bir surette yarattık.’ (Tin, 4) buyurmaktadır.
Ancak insan iman ve ibadeti ile
yüksele, yüksele meleklerden daha üstün
bir seviyeye çıkabileceği gibi isyanıyla da esfel-
i safiline, yani aşağıların en aşağısına da
inebilecek bir kabiliyet ve istidatta yaratılmıştır.
İnsan hayatına çok değer veren Allah:
‘Kim haksız yere ve yeryüzünde fesat (terör)
çıkarmadığı halde, (masum) bir kişiyi

öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş
gibi olur. Kim de bir insanın hayatını kurtarırsa
sanki bütün insanların hayatını kurtarmış
olur.’ (Maide, 32)
İnsan Allah’ın isim ve sıfatlarını en geniş
bir şekilde gösteren bir ayna hükmündedir.
Mesela, insanın canlı, iradeli, görür, işitir,
konuşur, bilir gibi özelliklere sahip olması,
Allah’ın, hayat ve irade sahibi, gören, işiten,
konuşan ve alim olmasına delildir. Bu sıfatlar
Allah’ta var ki, onlardan insana da vermiştir.
Hz. Ali de ‘Ey insan kendini küçük bir
varlık sanma, sen öyle bir alemsin ki, sende
kainat dürülmüştür.’ der. Bu nedenle Üstad
Ikdiüzzaman, insana küçük kainat, kainata
da büyük insan demektedir.
İnsana Allah’ın gözüyle bakan Yunus
Kmre de: ‘Yaradılanı sev Yaradan’dan ötürü’
diyor.Bir gün Müslümanlar, din, dil, ırk, mezhep,
parti ve milliyet ayrımını yapmadan insana,
herhangi bir insana Allah yapısı, Allah’ın
bir kulu olarak bakmayı, bunu hayata
geçirmeyi başarır ve dünyaya da gösterebilirlerse,
iyi bir örnek sergileyecek; dünyaya
da barış ve huzur gelecek ve insanlar kitleler
halinde belki de devletler halinde Bismillah
deyip İslam dinine girecekler. Buna
kimsenin şüphesi olmamalı. Çünkü beşeriyet
huzur arıyor ve insanlığın buna ihtiyacı
vardır ve son çaresidir.
Besmele ile her varlık değer kazandığı
gibi Onunla güç de kazanıyor. Bütün işlerinde
Bismillah diyen bir insan kendini güçlü,
cesur ve kendinden emin biri olarak his
eder. Besmele diyen insan, Allah’ın himayesine
girmiş, ona güvenmiş ve ona dayanmış
olur. Bu nedenle Allah’tan korktuğu için
Allah’tan başka hiçbir şeyden, hiçbir kimse

ilen korkmaz. Zira o bilir ki, Allah’ın izni
olmadan bir yaprak dahi yere düşmez. Allah
adıyla hareket ettiği için kendini güvende
his eder, çünkü arkasında Allah vardır, buna
inanır. Bir şahıs askere gitmeden önce
kişilik bir güce sahiptir. Askere gidip orduya
katıldıktan sonra, artık o tek bir kişi
değil, bir ordu kadar kuvvetlidir ve onun
likasında ülkenin orduları vardır. Aynen
bunun gibi, şu alemde var olan bir insan,
Allah adıyla hareket ederse, Kainatın sahibi
Allah’a intisap ettiğinden Onun mülkünde
( )nun adına hareket eder, hiç kimseden
korkmaz, her şeye karşı dayanır.
Her varlığın hal dili ile ‘Bismillah’ dediğini
ifade eden Bediüzzaman, bu gerçeği
Sözler adlı eserinin birinci sözünde özet
olarak şöyle açıklıyor: ‘Nasıl görsen: Tek bir
adam geldi. Bütün şehir halkını zorla toplayıp
götürdü ve zorla bir takım işlerde çalışındı.
Kesin bilirsin ki: O adam kendi adıyla,

kendi gücüyle hareket etmiyor. Bir padişalı
gücüne dayanarak hareket ediyor. Öyle de,
her şey Cenab-ı Hakkın adına hareket eder:
Zerrecikler gibi tohumlar, çekirdekler, baş
larında koca ağaçları taşıyor. Dağ gibi yük
leri kaldırıyorlar. Demek her bir ağaç, ‘Bis
millah’ der, Rahmet hâzinelerinin meyvelc
rinden ellerini dolduruyor, bizlere tablacılık
ediyor. Her bir bostan ‘Bismillah’ der, kud
ret mutfağından bir kazan olur ki, çeşit, çe
şit pek çok, muhtelif leziz yemekleri bir ara
da pişiriyor. Her bir inek, deve, koyun keçi
gibi mübarek hayvanlar ‘Bismillah’ dcı
Rahmet feyzinden bir süt çeşmesi olur. Bi/
lere Rezzak adına, en latif, en temiz, ab ı
hayat gibi bir gıdayı takdim ediyorlar. Ha
bir bitki ve ağaç, otların ipek gibi yumuşak
kök ve damarları, ‘Bismillah’ der, sert olan
taş ve toprağı deler geçer. Allah adına, Ralı
man adına der ve her şey ona musahhaı
olur.’

Her olay, Besmele ile bir anlam taşır.’
Demiştik. Evet olaylara Besmele ile bakan,
o olayın arkasındaki gerçek tasarruf sahibinin
Allah olduğuna inanır. Çünkü o bilir ki
>ıı alemde tesadüf yoktur. Her olayın bir
hikmeti, bir sebebi vardır. Başına bir kaza
veya ceza gelirse, ‘belki bunda da bir hayır
var, bir hikmeti var’ der, işi büyütmez ve tesclli
bulur. Çünkü meydana gelen olayların
iki yüzü vardır. Biri dünyaya, diğer de Ahiıcte
bakar. Biz genelde, olayların dünyaya
dönük yüzüne bakarız, öyle değerlendiririz.
cenab-ı Hak ise olayın Ahirete yönelik
önüne bakar, Ahireti ve Ahiretteki sonsuz havalı
esas alır.
Bu nedenle Kur’an diyor ki, ‘hayır bildiriniz
şey şer; şer bildiğiniz bir şey de hayır
olabilir.’
Bu hakikati bilmeyen insan, olayları
değerlendirirken hata yapar, haddi aşar ve

karamsar bir bakışla hayata bakmayı sürdü
rerek psikolojisini ve sağlığını bozar. Olay
lara Besmele ile bakan insan ise, insan ayağına
batan bir dikenin dahi karşılığının verileceğini
söyleyen Hz. Peygamberin hadis
i şerifini düşünerek her olaya bu gözlükle
bakar. Hayatı ve hayatındaki olayları anlamlandırır.
Başına bir sıkıntı, bir kaza gelse,
‘Bu geçmişte yaptığım bir hatanın keft’areti
dir veya geleceğe ait bir mükâfattır.’ Der. O
sıkıntıyı kabullenerek karşılar ve sabır ibadetini
yapmış olur. Bu da hayata ve olaylara
olumlu ve iyimser bakmasını sağlar. Hayata
iyimser bakanların psikolojileri düzgün ol
duğu için stresten de uzak olurlar ve bu da
sağlıklarını olumlu olarak etkiler.
Hayata iyimser bakanların, karamsar bakanlara
oranla daha uzun ömürlü oldukları,
ortalama yetmiş yıllık bir ömürde, ömürlerine en az beş yıl kattıkları, yapılan bilimsel

araştırma ve deneylerle de ispat edilmiştir.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, hayattaki
bütün olaylara Besmeleyle, Allah adıyla ba
anlar, Ahiretteki kazançlarına ilaveten
dünyada da, daha uzun bir ömür yaşarlar

Category: Faydalı Bilgiler

About Ahmed Musab Adal

1978 Kastamonu doğumluyum. Üniversitede ilahiyat fakültesini bitirdikten sonra internette birkaç özel projede yer aldım. Yaklaşık 4 yıldır blog yazarıyım. Alıntı ve uyarlama yazılarım yoğunluktadır.