Ebu Muhammed Bağdadi Kimdir

By | 15 Kasım 2022

Muhammed, ön dili ve edebiyatını bu sahada söz sahibi oldu. Sonra İslâm bilminin temel îtikâd ve fıkıh bilgilerini öğrenen Muhammed, tahsilini yöneltti. Bu derinleşip söz sahibi oldu. Tahsil için bir çok (midelere gitti. Şam, Kâhini, Kudüs ve Musul’da bir âlimle görüşerek on- istifâde etti. İlimle uğraşmaktan dolayı asla boş vakti olmayan Ebû Muhammed, ya araştırma ve inceleme yapar, ya eserleri inceler veya talebe okuturdu. Geri kalan zamânda eser yazmakla meşgul olurdu.Orta boylu, ince endamlı, tatlı dilli, olan bu âlimin neşteri, sözünden daha keskin ve tesirli idi. Derslerine ilim ve irfan âşıkları koşardı. Kudüs’te bulunduğu sırada, Mescid-i Aksâ’da halka açık dersler verirdi. Sonra Haleb’e ve Anadolu’ya gitti. Ömrünün sonlarına doğru Bağdat’a yerleşti ve 1231 (H. 629) senesinde burada vefât etti. Ebû Muhammed’in tıp ilmine olan en büyük hizmetlerinden
biri, kendi zamanına gelinceye kadar yetişen tıp âlimlerinin, anatomide tâkib ettikleri Galen (Calinos) nazariyelerini kabul etmeyip, yeni metotlar geliştirerek çığır açmasıdır. O devirlerde, Galen’in anatomi ile ilgili nazariyelerine kusursuz gözüyle bakılıyordu. Bu yüzden de bir çok yanlışlıklar ve hatâlar meydana gelmişti. Bağdâdî, açmış olduğu yeni anatomi çığı ÖLÜMLE BURUN BURUNA!
Ebû Muhammed Bağdâdî, talebelerine vo İ lin t i liplerine şu güzel sözleri ile nasîhat edip, yol m ektedir.

“Eğer, anlayış ve ilimdeki seviyeniz yüksek inn, tM
kitaplarında yazılanları olduğu gibi kabul etmaylıtl
Çünkü fen ilimleri, dâimâ yenilenmeye muhlrtvlll
Dâima kendi hatâlarınızı görünüz ve kendinizi illuııN
altında tutunuz. Kendi görüş, keşif ve nazariyel<»ılnlj|l
âlimlerle istişare ediniz. Daha önce yazılan eserlotdfll
ki bilgilerle karşılaştırınız. Sebatlı olunuz. Başarılı ıı|tl
duğunuzda, kendinizi beğenme (ucb) belâsına kapıl
mayınız. Çünkü, ucb olunca, işler zorlaşır. Aceleci d»
olmayınız. Her konuya vâkıf olduğunu sanmak, iminin
bir çok hatâlara sürükler. Âlimlerin eşiğinde ömür tu
ketmeyen, ilimde fazîlete ulaşamaz. Öğrenmenin /ot
luklarına katlanamayan, ilmin tadını alamaz.
İnsan, muhtelif ve değerli târih kitaplarını okumalı,
geçmiş milletlerin yaşayış ve tecrübelerinden istifâdn
etmeli, ibret almalıdır, insan böyle yapınca, sanki şu
kısacık ömründe gelip geçmiş milletleri tanımış, onla
rın devrini idrâk etmiş gibi olur. Onların başarı ve ba
şansızlıklarını, iyilik ve kötülüklerini öğrenmiş, içindo
yaşamış gibi olur.
Gerçek bir hayat düzeni kurmak için Peygamber
efendimizin ve Eshâbının hayatlarını öğrenip, örnek al- I
malıyız. Resûlullah’ın mübarek ahlâkını, yaşayışını iyi
tanımalı ve gücümüz yettiğince O’nun Sünnet-i seniyyesine
uymalıyız. O serverin yaşayışını, üstün ahlâkını,
yemekte, içmekte, giyimde, kuşamda, uykuda ve uyanıklıktaki
mübârek sünnetlerini, hastalıklarındaki âdet-i
şerîfelerini, tedâvi usûllerini ve tavsiye buyurdukları
ilâçları, usûllerini, mübârek zevcelerine, Eshâb-ı kirâma

karşı davranış ve muamelelerini iyi
bunu tatbik edince, insan tam anlamıyla bahtiyar olur, ebedî saadete kavuşur.
yılışma ve araştırmalarınıza ara verdiğinizde; Allahü teâlânın zikrini arttırıp, ibâdetlerinizi vakyapınız.
Çalışmalarınız, ibâdetlerinizi vaktinde  engel olmasın! Uykuya varacağınızda Allahü KİMyı losbîh ediniz. Dünyâ işlerinizde başarılı olup da
olursanız, hemen ölümü hatırlayıp, dünyâ  görünüş ve zînetlerine kapılmayınız. Üzüle- bir şey olunca da, Allahü teâlânın huzûruna çı-  düşünün. Gaflete daldığınızı fark edince, hellimi istiğfar edin. Her an ölümle burun buruna olduğunu/  unutmayın. Araştırmalarınızın âhiretlik olmasına
ilim ve takvâ (haramlardan ve mekruhlardan iınhnrnak) sizin için âhiret azığı olmalıdır. Dünyâlıklar elinizden çıkınca hiç üzülmeyin. Çünbiı, onlara bulaşırsanız âlim olamaz, Allahü teâlâya .Adet edemezsiniz. Servet sahibi olanlardan ilimde yüksek derecelere kavuşanlar pek azdır. Zenginlerden İlıcak ve ancak; şerefli, himmeti çok yüksek ve  olanlar ilim sahibi olabilmiştir. Veya ilim tahsil etiıMen sonra zengin olmuşlardır. Mâlâya’nîden uzak durunuz. Gereği kadar konuşunu/. Söz sırası size gelmeden hiç bir zaman konuşmayınız. Çok gülmekten ve konuşmaktan uzak durunuz. Ölü, hikmetli söz ve nâsihatleri dâimâ hatırınızda tülünüz. Güzel şiirleri ezberleyiniz. Bir kimse, hakîkî bir âlim olduğunda, her taraftan ona ilgi gösterilir. Makam ve mevkî teklif edilir. Dünyâ ona hizmetçi olur. Fakat o bunlara hiç kıymet vermez. Gözünün yaşı bol, dîni korunmuş olur, âhıreti mâmur olur.

Âlimler, sanki ölümsüzdür. Eserleri ve
kıyâmete kadar devam eder. Bu da örnektir üstün ahlâk ve faziletleri ile yazdıkları eseılnıluyla olur. Eserleri kalıcı, ilimleri hep faydalıdır I kîkî ve büyük âlim, o muazzam ilim binasımı lam bir tuğla ile hizmette bulunandır. Selâhaddîn-i Eyyübî, âlimlere çok hürmet odııı, sözlerini dinler, işlerinde hep onlarla istişare oylm di. Onların sohbetine koşardı. Başarılarının sın imi burada aramak lâzımdır. O, asla kendi başına krıım vermemiş, hep âlimlere danıştıktan sonra iş yapmıştır. Yatağa girdiğinizde, kendinizi iyice hesaba ç« kin. Hayır ve iyilik işledinizse, Allahü teâlâya şükm
din. Bir günah ve kusur işledinizse, tövbe istiğfm eyleyin. Bir daha aynı günah ve kusuru işlemeyin Yarın, yapacağınız işleri güzelce plânlayın ve Alin hü teâlânın yardımına güvenin. O’ndan isteyin.
Bir eseri okuduğunuz zaman, onun muhtevası nı iyice kavrayın. Sonra o kitabı artık yok bilin. Keıı dinizi ondan mustağnî kılın. O artık sizin malınız ol muştur. Kitap kaybolsa da ilminiz zayi olmaz. Bir eseri tetkik ederken yalnız onunla meşgul olun. Başka bir şeyi araya karıştırmayın. Zamânınızı hep ona ayırın. Bir anda iki ilimle meşgul olmayın. Bir ilmi hazmedince diğerine geçebilirsiniz. Konuşmalarda, İlmî tartışmalarda sözleri yanlış anlamaktan, karşınızdakine eziyet ve hakaret etmekten son derece sakının. Çünkü bu kötü bir huydur. İlminizin, sözünüzün te’sirini, güzelliğini giderir. Muhabbeti azaltır. Hürmetsizlik ve saygısızlık doğurur.” Ebû Muhammed Abdüllatîf
Bağdadî’nin eserlerinin sayısı, yüz otuza ulaşmaktadır. Bunların; on üçü Arap dili ve edebiyatı, ikisi İslâm hukuku, dokuzu edebî inceleme ve tenkit, elli üçü tıp ilmi, onu zooloji, üçü tevhid ve kelâm ilmi, üçü târih, üçü matematik ilimleri, ikisi mâdenler, yirmi üçü muhtelif konularla ve kırk sekizi felsefeyle ilgilidir. Felsefeyle ilgili eserlerinin on dokuzu mantık, onu tabîat, sekizi ilahiyat, dokuzu da siyâsî ilimlerle ilgilidir. Eserlerinden bâzıları şunlardır: 1-Câmi-ul-kebîr: On cilt olan bu eser mantık ve ilahiyatla ilgili olup, yirmi senede hazırlanmıştır.