dâvûd-i antâkî kimdir?

By | 09 Kasım 2022

Meşhûr tıp âlimi ve eczacı. İsmi, Dâvûd bin Ömer el-Antâkî’dir. Aslen Antakyalıdır. Doğum târihi
belli değildir. 1599 (H. 1008) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti. Dâvûd-i Antâkî, tıp sahasındaki
başarılarını gerçek bir ilim atmosferinde yetişmesine borçludur. Özellikle babası onun ilim adamı olması için çok gayret sarfetti ve şefkatle üzerinde durdu, önce Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Mantık ve matematik ilmini ve Yunanca’yı öğrendi, İslâm ve fen ilimlerinde de çalışarak yetişti. Antakya’dan Kâhire’ye gittiği zamân, bir çok ilimde söz sahibi idi. Burada çalışmalara başlıyarak, tabip ve eczacıların üstadı oldu. Büyük şöhrete kavuştu. On altıncı asırda İslâm âleminde onun derecesine ulaşan bir tabip ve eczacı görülmedi. Tıp konusundaki eserine benzer eser de yazılmadı Kmfc; dinden önceki tıp vo cılık alanındaki AlimliHij| çalışmalarına esaslı kolin larda bulundu. Dâvûd-ı Antâkî, tıp İl 1 mindeki başarıları snlm biyle “Hakîm, mahir, fttılıl (biricik âlim) gibi ünvanlit rı kazandı. İlmî çalışmnlıı rında tıbbî konulara dalın çok ağırlık verdi ve
bir tıp otoritesi oldu. İn sanlara, hastalıkların to dâvî usûllerini nezâketin îzâh eder, sıhhati hem ahlâksızlık ve yolsuzluklara yol açılmış, hem de nice hastaların ölümüne sebeb olunmuş olur.” Kendisinin tıp ilminde çok çalışmasının sebebinide şöyle anlatmaktadır: “Mısır’a yerleştiğim sıralarda büyük bir âlim tanımıştım.Fıkıh ilminde herkesin sığınağı idi. Bir hastalıktan dolayı, tedâvi için
seviyesi düşük bir Yahûdî tabibe giderdi. Bu durumu görünce çok üzüldüm. Bu mevzu benim için adetâ derin bir ızdırap ve azâb konusu oldu. Rahatım ve huzurum kaçmıştı. Tıp ilminin medreselerde yüksek seviyede okutulabilmesi için çok çalıştım. Büyük gayretlerim
neticesinde tıp ilminde söz sahibi oldum.” Dâvûd-i Antâkî, Tezkire’sinde eczacılık hakkında şöyle demektedir: “Asrımızdan önce yaşamış olan İslâm âlimleri, eczacılık ilminde de çok derinleşmişlerdi, ilâç ya pılacak her türlü maddeyi tespit etmişler, bunların tıbbî faydalarını araştırıp
bularak ilâç yapılış usûllerinide belirlemişlerdi. Öyleki, onların eserlerinin gayet muntazam, sistemli olduğunu açıkça görüyoruz.
Biz sonra gelenler, işte o irfan yıldızlarından istifâde etmeye çalışıyor ve o uçsuz ilim deryalarından bir kaç yudum almaya
çalışıyoruz.” Eczacılık sahasında otlardan, hayvanlardan ve kimyevî maddelerin her çeşidinden istifâde ederek, bu alanda önemli tesbitlerde Dâvûd-i Antâkî bir çok eser yazdı. Eserlerinden başlıcaları şunlardır: 1-Tezkiret-ül-Elbâb velcâmia lil-ucûb-il-uccâb: Dâvûd-i Antâkî, bu eserini bir giriş bölümü ile dört kısım ve netîce bölümü şeklinde hazırladı. Giriş bölümünde ilimlerin ve mevzularının tasnifini yaptı. Birinci bölümde, tıbbın temel konu ikinci bölümde, # maddelerinin teshili îzâhı ile terkibini;  bölümde, belli  hazırlanışını;  bölüm de ,  tespit ve teşhisi ile İnin  tatbik edilecek  ele aldı. Netîce bölümü de de tıp ilmiyle ilgili garip hâdiseler ile  nükteler üzerinde Bu eserin bir nüshası, link Müzesi Kütüphânesi’mlo mevcûd olup, 27233 mı marada kayıtlıdır. 2-Risâle fil-Fasdi vel Hacâmat: Kan aldırmak ve hacamat yaptırmak yoluyla yapılan tedâvi usûllerine dâir bir eserdir. Irak Müzesi Kütüphânesi’nde 326/6 numarada kayıtlıdır. 3-Nüzhe Ebdân: Bu eser bir giriş bölümü ile yedi kısım ve bir sonuç bölümünden meydana gelmektedir. Birinci bölümde, tabiî hâdiseler; ikinci yılmadan yaptığı tetkiklere rağmen, Ehl-i sünnet olmayan Hurûfîlik fırkasından idi. Buna sebep, İbn-i Sînâ’nın bozuk fikirlerinin etkisinde kalması idi. Ehli sünnet âlimleri, kendisini îtikâd yönüyle red, ilim yönüyle takdir etmişlerdir