Dini hikayelerde telkin ve çocuk psikolojisi

By | 05 Aralık 2023

Kitapçı  raflarında “Dini Hikayeler” adı altında pek çok kitap bulabilirsiniz. Bu kitapların çoğu, maalesef, çocuk psikolojisi dikkate alınmadan ve bir psikologun görüşü alınmadan yazılmaktadır. İyi niyetle kaleme alınan bu hikayelerde çocuk ruh sağlığına aykırı ifadeler yer almaktadır.
Birkaç örnek verelim: Bir hikayede “Allah yaramazlık yapmayan, anne babalarını üzmeyen çocukları sever,” ifadesinin yer aldığını düşünün. İlk anda doğru bir ifade gibi görünmektedir. Ancak olaya çocuk açısından yaklaştığımızda, bu nasihat yazarın beklediği sonucu vermez. Hiç yaramazlık yapmayan çocuk olur mu? Bu hikayeyi okuyan ya da dinleyen bir çocuk yaramazlık yaptığında, “Yaramazlık yaptığım için Allah beni sevmiyor,” diye düşünecek, suçluluk duygusuna kapılacak ve kendisini kötü hissedecektir. Anne babaların “yaramazlık” diye nitelendirdiği davranışlar psikolojide “deneme-yanılma yoluyla öğrenme” olarak isimlendirilir. Çocuk pek çok şeyi deneye-yanıla öğrenmektedir. Ağır bir şeyi kaldırmaya veya taşımaya çalışan çocuğa, “Bırak onu, bir yerini incitirsin!” demeniz öğrenme açısından fazla bir anlam taşımaz. İnatla o şeyi taşımaya çalışır. Anca ne zaman o ağır şey elinden düşürüp ayağını incitirse, bir yandan can acısıyla ağlarken bir yandan da “Annem haklıymış, ağır bir şeyi taşımak iyi değilmiş,” diye düşünür. Bu olayın psikolojik yorumunu yaparken şöyle deriz: “Denedi-yanıldı-öğrendi.” Bir hadisinde Peygamber efendimiz bu gerçeği şöyle ifade eder: “Çocuğun küçükken yaramaz oluşu, büyüdüğünde akıllı olacağına işarettir.” Yine bir hikayede, “Allah inatçılık yapmayıp anne babalarının sözünü dinleyen çocukları cennetine koyar,” dendiğini düşünün. Çocuklar belli yaş dönemlerinde geçici bir inatçılık gösterdikleri için, bu sözler de çocuk ruh sağlığına aykırıdır. Anne babaların “inatçılık” olarak niteledikleri davranışlar aslında “bağımsızlık” çabalarıdır. Çocuk temel becerileri kazanacak zihin ve kas olgunluğuna ulaştığında kendi işini kendi görmek, böylece anne babaya bağımlı olmaktan kurtulmak ister. Kaşıkla yemek isteyen çocuğa, üstünü kirleteceği endişesiyle, annesi karşı çıkar: “Dur, sen yiyemezsin, ben yedireyim!” der. Çocuk elindeki kaşığı vermez, inatla kendisi yemek ister. Annesi, yedi yaşındaki oğlu Metin’e “Dini Hikayeler” adında bir kitap aldı. Kitap resimli olmadığı için çocuğun pek
hoşuna gitmedi. Annesini üzmemek için bir şey demedi. Teşekkür ederken, “Keşke resimli olsaydı…” dedi içinden. Yine de merak ediyordu hikayeleri. Odasına çekildi, kitabı açtı, ilk hikayeyi okumaya başladı. Hikaye bitince kitabı kapattı. Kitap elinde annesinin yanına gitti. “Ben bu kitabını sevmedim, okumayacağım!” dedi. Annesi neden okumak istemediğini sordu. Metin: “Hiç yara