Fârâbî Kimdir?

By | 20 Aralık 2022

Köse sakallı, kısa boylu olarak tasvir edilen Fârâbî, aynı zamânda bir mûsikî üstâdıydı. Kanun adındaki çalgı âletini o buldu. Ayrıca
rübab denilen çalgıyı da geliştirip, bu günkü şekle soktu. Bir çok bestesi vardır. Aynı zamânda hekim idi. Fakat pratiği yoktu. Matematikle de uğraştı. 950 (H. 339) senesinde seksen yaşlarında iken Şam’da öldü. Şam’da, Bâbüssagîr mezarlığına gömüldü. Fârâbî, ilimleri sınıflandırdı. Ona gelinceye kadar ilim le r triv ium (üçüzlü) ve huatrivium kumandanı idi. Batı
İHİnnlo âleminde Alfârabi  ile Bağdat’a ilim (.flıonmeye gitti. Burada Hıristiyan filozof Ebû Bişr Mnitâ bin Yûnus’dan fel- alanında ders aldı. Bu
nıııda; Arapça, Farsça, ve Lâtince’yi çok iyi  ecede öğrenerek, Aristo ve Eflâtun’un eserlerini
defalarca okudu. Derin denderine bunların te’siri altııia girdi. Ebû Bekr Serlâc’dan gramer ve mantık okudu. Daha sonra kendini tamamen felsefeye verdi ve Yuhanna bin Haylân’la birlikte çalıştı. Bir ara Şam’a ve Mısır’a gitti. 941  senesinde Haleb’e giden Fârâbî, orada hüküm süren Hamdanoğullarından Seyfüddevle Ali adlı Türk beyini te’siri altına aldı ve himaye görerek Haleb’e yerleşti. Vaktini felsefî düşüncelerini kaleme almakla geçirdi. Kitaplarını Arapça yazdı.tam bir din bilgisi alamamış olmasıyla
îzâh edilir. Fârâbî, pek çok düşünce ve görüşleriyle Kur’ânı kerîm ve hadîs-i şerîfler ile bildirilen îmân esaslarından ayrılmıştır. Bunlar arasında en önemlileri şunlardır: Peygamberliği çalışmakla ele geçebilir sanması, filozofları peygamberlere denk ve hattâ onlardan üstün bilmesi, maddenin ezelî olduğuna inanması, dîne yeni şeyler eklemek ve bâzı şeyleri çıkartmak istemesidir. Bu Fârâbî’nin “Divân-ül-edeb’ eserinin ilk iki sayfası adlı görüş ve inanışların, sahi bini îmânsızlığa ve sapıklığa götürdüğü, İslâm dıııi
nin temel kitaplarının hop sinde yazılıdır. Bu eseıluı de İslâm âlimleri, maddn nin ezelî olmayıp “yok” iken sonradan Allahü ton
lâ tarafından yaratıldığını ve yine “yok” edileceğini, Peygamberliğin çok çalış makla, ilim tahsil etmok,
çok ibâdet etmek ve iyi iş ler yapmakla ele geçmo yeceğini, bunun Allahıı teâlânın bir lütfü ve ihsanı
olduğunu, her peygambe rin peygamberliğinin ezel de takdir edildiğini, dün yâya peygamber olarak geldiğini ve zamânı gelin ce peygamberliğinin kendisine bildirildiğini ve hiç bir insanın ne kadar yükselirse yükselsin, peygamberlerin derecesine ulaşamayacağını, dînin her bakımdan (îmân, ibâdetler ve ahlâk) tamam olduğu, bu hususlarda yapılacak en küçük bir ilâve veya çıkarmanın dîni boz Görüş ve fikirlerindeki  ve bozukluklar
bilhassa İmâm-ı Gazâlî ve İmâm-ı Rabbânî gibi büyük İslâm âlimlerinin kitaplarında, çok açık bir şehide
îzâh ve isbât edilmiştir. Fârâbî’nin telebe- Iminden başlıcaları, Zekeııyyâ bin Adiyy ve Süleymân- ı Sicistânî’dir. İbn-i Mıişd, İbn-i Hazm ve İbn-i Sînâ da, Fârâbî’nin eserlerinin te’sirinde kalarak yetişmişlerdir. Fârâbî; mantık, felsefe, matematik, tıp ve mûsikî sahalarında bir çok kita  yazmıştır. Ondan fazla eseri olduğu bilinmektedir. Başlıcaları şunlardır 1-Ta’lîm-üs-sânî, 2-lksâül-
ulûm vet-ta’rîf bi ağrâdihâ.
3-Kitâbu Füsûs-il-hikem,
4-Kitâbus-siyâset-il-
Medeniyye, 5-Kitâb-üssaâde,
6-Er-Risâle fî Ehl-il
Medeniyyet-il-Fâdıla, 7-
Er-Risâle fî isbât-il-müfâ-