SEYYiD YAHYA ŞiRVANi KUDDiSE SIRRAHüS-SüBHANi HAZRETLERiNiN ViRD-i-SETTAR ŞERID VE TERCEMESi

By | 12 Temmuz 2017

Rahman ve Rahiym olan Allahu tealanın ismiyle başlarım:

Allahım ! Ey, bütün ayıplarımızı, kusu!’larımızı ve noksanlarımızı örten ; ey bütün kötülüklerimizi ve günahlarımızı setrederek bizleri zel il ve h acil eylemeyen ulu Allahım! Ey, hükmünde galip ve aziz olan yüce Rabbim ! Ey, biz aciz ve günahkar kullarını, fazl-ü keremiyle yarligayıp bağışlayan, ey ululardan ulu ve yücelerden yüce olan, ey bütün yarattıklarını dilediği her şeye zorlayan ve onları salaha ve felaha yönelten, ey kalpleri ve gözleri hak ve hakikate, doğruluk ve fazilete çeviren, ey mutlak bir nizarn ve intizam içinde geceleri gündüze ve gündüzleri geceye döndüren Allahım ! Bizleri, ka bir ve cehennem azabından halas ey le. ilahi ! Ayıplarımızı, kusurlarımızı, noksanlarımızı ve günahlarımızı ört, isyanlarımızı yarlıga ve bağışla, kalplerimizi iyman ve islam ile arındır, kabirlerimizi Kur’an-ı azim-ül-bürhan ile nurlandır, gö­ ğüslerimizi şerhederek ölü kalplerimizi hakikat ve ma’rifet sırlarıyla uyandır, günahlarımızı ve kötülüklerimizi sil ve bizleri ilahi rizana mazhar olmuş salih ve sadık kullarınla öldür. Seni tesbih ve tenzih ederiz ey ma’bud ! Sana, layık ve müstehak olduğun gibi hakkıyle kulluk ve ibadet edemedik. Seni tesbih ve tenzih ederiz ey ma’ruf ! Seni, layık ve müs-­ tehak olduğun gibi hakkıyle bilmedik, bilemedik. Seni tesbih ve tenzih ederiz ey mezkfır ! Seni, layık ve müstehak olduğun gibi hakkıyle zikredemedik. Seni tesbih ve tenzih ederiz ey meşkfır ! Sana, layık ve müstehak olduğun gibi hakkıyle şükredemedik. Allahu tealadan fazl-ü keremini dileriz. Allahu tealadan rahmet ve şükür niyaz eyleriz. Bizlere b ahş ve ihsan buyurduğu bütün nimetiere karşılık bütün hamd-ü sena ve minnetimiz, Allahu tealaya mahsus ve münhasırdır. Bizleri, ta’at ve ibadetine muvaffak kıldığı için de Allabu azim-üş-şana hamd-ü sena eyleriz. Bilerek veya bilmeyerek, yanılarak, hata ederek, gafletle unutarak işlediğimiz bü­tün günahlarımızdan, kötülüklerimizden, kusur ve noksanlıklarımızdan ötürü Allahu tealadan bizleri af ve mağfiret buyurmasını tazarrfı eyleriz. Allahım! Bizlere b ah ş ve ihsan buyurduğun nimetlerine hamdolsun ki, bütün hamd ve senalarımız ancak senin içindir. Bu hamd-ü-senamız, dünyada ve ahirette senin ziyade keremine müsavi olur. Sana, senin bütün hamdlerinle ve hamdierinden bilmiş olduklarıınıza hamdeyleriz. Varlıkta, darlıkta, sevinçte ve kederde, her hal-ü karda bildiğimiz veya bilmediğimiz bütün nimetlerine karşılık olarak Allahu tealaya şükrederiz. Ey, bütün kudret ve halleri dilediği gibi değiştiren Allahım! Bizim haberimizi de en güzel hale çevir.

Bütün korkular için LA iLAHE iLLALLAH

Bütün nimetler için EL-HAMDÜ LiLLAH

Bütün bolluk ve genişlik için EŞ-ŞüKRü LiLLAH

Bütün şaşkınlıklar için SüBHANALLAH

Bütün günahlar için ESTAGFiRULLAH

Bütün musibetler için iNNA LiLLAH

Bütün darlıklar ve sıkıntılar için HASBiYALLAH

Bütün kaza ve kader için TEVEKKELTü ALELLAH

Bütün ta’at ve ma’siyetler için LA HA VLE VE LA KUVVETE iLLA BiLLAH

Bütün gam ve kederler için MAŞA’ALLAH hazırladık.

Hiç bir şey, A.llahu tealaya galebe edemez ve üstün gelemez. Allahu azim-üş-şan, her şeye galip ve daima üstündür. Her isimizde, Allahu teala bize kafidir. Allahu teala, dua ile davet edenleri işitir ve icabet buyurur. Dünya ve ahirette onun erişemeyeceği hiç bir şey yoktur. Allahu tealadan gayri hak ma’but yoktur, illa o vardır, birdir, ortağı ve benzeri yoktur. Mülk onundur, hamd ona mahsus ve münhasırdır, öldüren ve dirilten odur, zat-ı ahadiyyetine ölüm erişemez ve o daimi ve ebedi hayat ile diridir. Ebedidir, daimidir, her şey ona muhtaçtır ve o bütün ihtiyaçlardan müstağnidir, bakidir, bütün hayırlar onun kudret elindedir, o her şeye kadirdir, her şeye gücü yeter, dönüşümüz de ancak onadır. – 309 – Ya Rab ! Seni ne kadar övmeğ·e çalışsak ve dünyada ne kadar övgü sözcüğü varsa hepsini saysak, yine de senin kendi nefsini sena ettiğin gibi övmeğe gücümüz yetmez. Sana sığı­ nanlar, daima galip ve kuvvetli olurlar. Senin övgün, bütün övgülerden ulu ve yücedir ve senden gayrı hak ma’but yoktur. Göklerde ve yerde, gökler le yer 2.rasında ve nemli toprak altında ne varsa hepsi onundur, onun mülküdür. Sen, sözünü (Ziluullah veya duayı) açıklasan da (Açıldama…,an da) o senin bütün gizli sözlerini ve sırlarını, hatta daha gizlilerini (henüz kalbinden geçmeyenleri bile) bilir. Allah u azim-üş-şan, öyle bir Hak ma’buddur ki, ondan gayrı ibadete layık ve müstehak yoktur, illa o vardır. Bütün güzel isimler (Esma’i Hüs­ ııa) onundur. Ona, bu güzel isimleriyle dua ediniz. (Allahu zülcelal vel-kemal hazretlerinin va’dinde sadık olduğunu tasdik ederim.) O Allahu azim-üş-şan, öyle bir Allahtır ki, ondan gayrı ibadete layık ve müstehak yoktur. Dünyada, ayırdetmeksizin bütün malılukatma rahmet edicidir. Ahirette, yalnız mü’min kullarına rahmet edicidir. Bü­ tün kainat ve mevcudatın malikidir. Her türlü noksanlıklardan pak ve münezzehtir. Her çeşit arıza ve hadiselerden salimdir. Kendisine inanan ve sığınanlara aman vericidir. Yara ttıklarını gözetleyici ve koruyucudur. Mağlup edilmesi mümkün olmayan galiptir. Yarattıklarını dilediği her şeye zorlayıcı, eksiklikleri tamamlayıcıdır. Her şeyde büyüklüğünü göstericidir. Bütün mahlukat ve mevcudatın mutlak yaratıcısı­ dır. Yarattıklarını, birbirine uygun ve mülayim bir halde yaratıcıdır. Her şeye bir şekil ve özellik vericidir. Mübalağa ile yarlıgayıcıdır. Her şeye, her istediğini yaptıracak surette galip ve hakimdir. Türlü türlü nimetleri devamlı olarak bağış­ layıcıdır. Yarattıklarına rızıklarını vericidi.:r. Her türlü güç­ lükleri kolaylaştıncı ‘e açıcı dır. Her şeyi hakkıyle ve en iyi bilicidir. Dilediği zaman sıkıcı ve daraltıcıdır. Dilediği zaman açıcı ve genişleticidir. Dilediği zaman yukarıdan aşağıya indirici, alçaltıcıdır. Dilediği zaman yukarıya kaldırıcı yükselticidir. Dilediği zaman izzet vericidir. Dilediği zaman zelil edicidir. Her zaman, her şeyi en iyi işiticidir. Her zaman, her şeyi en iyi görücüdür. Daima hükmedici ve hakkı yerine getiricidir. Malılukatma karşı çok adalet edicidir. Yarattıklarına lfı­ tuf ve ihsanlarını ulaştırıcıdır. Her şeyin içyüzünü ve gizli yönlerini en iyi bilicidir. Sevdiği kullarına yumuşak davranıcıdır. Pek azametli ve çok uludur. Mağfiret edici, yarlıgayı­ cıdır. Rizasma uygun arnelleri ziyadesiyle karşılayıcıdır. Gayet yüce ve yüksektir. Ululardan ulu, büyüklerden çok büyüktür. Her şeyi, belli vaktine kadar bütün afet ve belalardan saklayıcıdır. Bütün yarattıklarının azıklarını vericidir. Bütün yarattıklarının ömürleri boyunca işlediklerinin hesabını tafsilat ve teferruatıyle tutucudur. Celadet ve ululuk sahibid ir. Keremi, lfıtuf ve ihsanları gayet boldur. Bütün yarattıklarını devamlı olarak mürakabe edicidir. Kendisine sığınanların isteklerini vericidir. Merhamet ve mağfireti, ihsan ve inayı:!ti geniştir. Bütün emir ve hükümlerinde hikmet sahibidir. tyi kullarını sevici ve onları rizasma eriştiricidir. Şanı çok büyük ve yüksektir. ölüleri, kabirierinden çıkararak dirilticidir. Her zaman, her yerde olup bitenlere şehadet edicidir. Varlığı hiç değişmeden durandır. Sevdiği kullarının işlerine yardım edicidir. Gayet güçlü, sağlam ve metin, iyi kullarına dosttur. Ancak kendisine hamd olunandır. Her şeyin sayılarını hakkıyle bilendir. Her şeyi, benzeri ve örneği elmadan yaratandır. Yarattıklarını, yok ettikten sonra tekrar yaratacak olandır. Hayat verici, dirilticidir. ölüm verici, öldürücüdür. Daimi ve ebedi diri olandır. Yarattıklarını koruyup kollayandır. istediğini dilediği zaman bulabilendir. Kadri ve şanı yüce, kerem ve semabati çok bol olandır. Zatında, sıfatırıda, ef’alinde ve hükümlerinde ortağı ve benzeri bulunmaksızın bir ve tek olandır.

Zat-ı akdesi her türlü ihtiyaçtan münezzeh olup yarattıklarının bütün hacetlerinin tek merciidir. istediğini, istediği gibi yapmaya gücü yetendir. Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde de dilediği gibi tasarruf edendir. istediğini ileri geçirip öne alan ve dilediğini geri koyarak arkaya bırakandır. Evveli olmayan evveldir. Alıiri olmayan ahirdir. Varlığı ve birliği zahir ve aşikardır. Zatının hakikati, akıllardan ve duygulardan örtülü olandır. Bilinen ve bilinmeyen, görünen ve görünmeyen alemlerde olup bitenleri tek başına sevk ve idare edendir. Yaratılmışlar hakkında aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hal ve tavırdan yüce olandır. Bütün yarattıkları hakkında müsait bulunan, iyilik ve bahşişi bol olandır. Kendisine rücu ederek tövbe eden kullarının tövbelerini kabul buyurarak bağışlayandır. Kötü­ lük işleyenleri eşsiz adaletiyle müstehak oldukları cezalara çarptırandır. Kullarını mübalağa ile affedicidir. Merhamet ve şefkat sahibidir. Mülkün ezeli ve ebedi malikidir. Ululuk, yü­ celik ve fazl-ü kerem sahibidir. Bütün işlerini denk ve birbirlerine uygun olarak yerli yerince yapandır. Dilediğini, dilediği zaman, dilediği yere toplayandır. Bi-zatihi çok zengin ve her şeyden müstağnidir. Dilediğine zenginlik verendir. Dilediğine engel alandır. Dilediğine zarar eriştirebilendir. Dilediğine hayır ve yarar yaratandır. Bütün alemleri iyman ve ma’rifetiyle nurlandırıcıdır. Dilediğine hidayet buyurarak sırat-ı müstakiyme ve felaha ulaştırandır. örneksiz ve benzersiz akıllara durgunluk veren alemler icat edendir. Varlığının sonu olmayandır. Dünya ehlinin fenasından sonra, yerlerin ve göklerin varisidir. Her türlü işlerinde yarattıklarına yol göstererek irşat edendir. Gayet sabırlı alandır. O Allah u teala ve tekaddes hazretlerine, bütün bu esrna-i hüsnasıyle tazarrfı ve niyaz -eylerim ki, zat-ı ulyası benzeri bulunmaktan kemal derecede mukaddes ve müberradır. Sıfat-ı ezeliyyesi de başkalarına benzemekten kemal derecede münezzeh olup zatında ve sıfatında birdir. Ulfıhiyyetine, alemierin Rabbi ve mürebbisi ;olduğuna ayetleri tanıklık etmektedir. Birliğine ; görünen görünmeyen, bilinen bilinmeyen alemleri yaratmaktaki ilahi san’atı delalet etmektedir. O birdir, birliği azlığından değildir. O; öyle bir mevcuttur ki, vücudu bir sebeple zuhur etmediği gibi, gayrı­ den neş’d etmiş de değildir. Yarattıklarına karşı cömertliği ile ma’ruf, iyilik ve ihsanlarıyle mevsuftur. öyle bir ma’ruftur ki, maruflukta sonu yoktur. öyle bir mevsuftur ki, mevsuflukta da nihayeti yoktur. Sonsuzluğa kadar kaim alandır. Keremi, hilmi, lfıtfü ve fazlıyla günahkar kullarının günahlannı yarligayan ve bağışlayandır. O Allahu azim-üş-şan ki, doğ­ mamış ve doğurmamıştır. Hiç bir eşi ve benzeri yoktur. Hiç bir şey onun misli ve dengi değildir, o her şeyi işitir, her şeyi görür. O, ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır. Ey Rabbimiz ! Bize mağfiret buyur, bizi yarlıga ve ba­ ğışla, dönüşümüz ancak sanadır. Var ve bir olan Allahu teala bize kafidir, o ne güzel yardımcıdır. Bizim, günah ve ma’siyyetlerden kaçınmağa, ibadet ve ta.’ate yönelmeğe gücümüz, kudretimiz yoktur. Kuvvet ve kudret ancak Allahu tealadadır. Allahu azim-üş-şan, eşsiz kudretiyle dilediğini işler, izzet ve eelaliyle dilediği gibi hükmeder. Bilmiş olunuz ki, yaratmak ve her işi yerli yerince idare etmek, hayır ve bereketi çok ve her şeyden yüce olan Allahu tealaya mahsus ve münhasırdır ki, o bütün alemierin Rabbi ve mürebbisidir. Sehadet ederiz ki, Allahu tealadan gayri hak ma’bud yoktur, yalnız o vardır, birdir, ortağı ve benzeri yoktur. Yüce Allah . ımız adildir, cebbardır, bütün kainat, mahlukat ve mevcudatın sahibi ve malikidir, her şeye gücü yeter, dilediğini kahreder, dilediğinin günahlarını yarligayıp bağışlar, ayıplarını ve günahlarını örter. Şehadet ederiz ki, Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem, onun kuludur, seçkin ve güzide Resfılüdür. Müminlerin büyük bir emn-ü emniyyetle kendislne uyduğu za.t-ı akdestir. o zat-ı akdes, kuşluk vaktinin güneşidir, karalilikları aydınlatan parlak aydır, bütün yaratılmış­ ların nurudur, Mi’rac-ı güzinde Kabe Kavseyn-i ev edna makamının sahibidir, ins ve cinnin peygamberidir, Mekke-i mükerreme ve Medine-i münevveredeki iki haremin nebisidir, her iki kıblenin imamıdır, imam-ı Hasan ve imam-ı Hü­ seyin gibi iki seçkin tomnun atasıdır, iki cihanın şefaatçı­ sıdır, Mekke-i mükerrernede doğmuş, Medine-i münevverede yerleşmiş, Haşim oğullarından ve Kureyş kabilesinden, mekke-i mükerrernede kadern-nilıade-i alem olmasına rağmen dergah-ı ilahiyye yakın bulunanların önderlerinden, vedia-i ilahi olarak gönderilenlerden, ruhaniyetine sığınılanlardan, kamil tekva sahibi olanlardan, ma’nen. ve maddeten pak ve arınmış bulunanlardan bir Nebi-i zişandır. Allahu tealanın salat ve selamı o Resfıl-ü zişanın üzerine olsun ki ; yıldızlar kadar yüksek ve parlak, inciler kadar saf ve berrak, güneş gibi ışıtıcı ve ısıtıcı, alemiere nur ve ı§ık saçıcı, ay gibi aydınlatıcı, nur gibi nurlandırıcı, müjdeleyici ve sevindirici. bütün insanları kötülüklerden ve günahlardan alıkoymak için öğüt vererek hak ve hakikate davet edici ve sözüne uymayanları ceza ve azapla korkutucu. zulmetleri nura, gönülleri sürura, insanlığı şuura iletici ilahi bir nur ka.ynağıdır. Allahu tealanın salat ve selamı onun. evlatlarmın, ashabının, ezvacının ve kendisine tabi olanların hepsinin üzerlerine olsun. Allahu tealanın rahmet ve selameti, ondan sonra gelen, onun yolunu tutan, onun izinden giden halifelerinin de üzerlerine olsun ki, o zevat-ı zevil-ihtiramın her birisi riLşt sahibi, haktan ve hakikatten asla ayrılmayan, h alkı irşat ve ikaz eyleyerek hidayete ulaştıran çok seçkin, mutlu ve kutlu kişilerdir. Bu mümtaz halifelerden özellikle Resül-ü zişana ve bütün ümmet-i Muhammed’e karşı çok müşfik ve merhamet sahibi, dinsiz ve iymansız zındıkların katili, Resul-i müctebanın mağara arkadaşı, iyman ve islam yolunda en sadık yoldaşı, ATIYK lakabiyle anılan ve gerçek imam olarak tanınan müminlerin emiri Hz. Ebu-Bekir-is-Sıddıyk’tan Allahu teala razı olsun. Melik-ül-Vehhab olan Allahu tealanın selamı ondan sonra o yüce emirin üzerine olsun ki, aslıab-ı kiramın ziyneti, Resfı.lullah sallallahu aleyhi ve sellemin mescit ve milırabmm komşusu olmak şeref ve bahtiyarlığına kavuşan, her zaman ve her yerde hakkı ve doğruyu konuşan, Kitab-ı mübiynde mü­ barek adı zikrolunan mü’minlerin emiri Hz. ömer ibn-il Hattab’tan da Allahu teala razı olsun. Melik-ül-Mennan olan Allahu teaJanın selamı aman verici bir emir olan, Ralımanın sevgili kulu olarak tanınan, Kur’anı azim-ül-bürhanı cem’ederek bir araya getirmek mutluluğuna kavuşan, iyman ve haya sahibi olup Kur’an-ı azimi okurken şehadet rütbesine ulaşan mü’minlerin emiri Hz. Osman ibn-il Affan’dan da Allahu teala razı olsun. Melik-ül-Veli olan Allahu tealanın selamı, vasıy olan o yüce emirin üzerine olsun ki, Nebiyyi zişanın amcası oğlu olup Fatıma’t-üz-Zelıra validemizin muhterem zevci olan, Hayher kalesinin kapısını yıkan, Resuluilah sallallahu aleyhi ve sellemin ilminin varisi bulunan mü’minlerin emiri Hz. Ali’den de Allahu teala razı olsun. O yüce emir, hükmü ilahiyye razı olmuş, çok cömert ve vefakar idi. Allah u te alanın selam ve rahmeti o iki imarnın üzerine olsun ki, onlar kavimlerinin ulusu ve gerçek himmet sahibi idiler. O iki kutlu ve mutlu emir, o iki muhterem şehit, o iki mazlum Allahu teala, Resfı.l-ü mücteba ve bütün ehli-iyman indinde gayet makbul olan o iki şehzade, o iki güneş, o iki ay, o iki dolunay, o iki soylu ve asil insan, kaza-i ilahiyye can ve gönülden razı olan ve her belaya sabreden o iki kutlu ve mutlu emir Ebi-Muhammed-il Hasan ve Ebi-Abdullah-il-Hüseyin’den Allahu teala razı olsun. Resfı.l-ü ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin muhtercm amcaları ki, gayet kerim, fevkalade cesur ve şeci ve büyük birer insan olan Hamza ve Abbas ile, bütün muhacirlere, bütün ensar-ı kirama, bütün bunlara tabi olan seçkin ve iyi kişilere de selam olsun, Allahu teala onlardan ve bizlerden razı olsun ve onlara kıyamete kadar ebediyyen ve devamlı olarak selamet ihsan buyursun ve şanlarını yüceltsin. Allahım! Zahirlerimizi senin hizmetinle, batınlarımızı ma’rifetinle, kalplerimizi muhabbetinle, sırlarını müşahedenle, ruhlarımızı yardım ve muavenetinle süsle ve güzelleştir. Allahım: Kalplerimize nur ver, kulaklarımıza nur ver, gözlerimize nur ver, s ağımıza nur ver, solumuza nur ver, önümüze nur ver, ardımıza nur ver, üstüroüze nur ver, altımıza nur ver. Ey nurların nuru ! Bizleri de nurunla nurlandır. Merhamet ve mürüvvetin iktizası bizleri nurundan mahrum eyleme ya erham-er-rahimiyıl .. Allahım! Dualarımızı kabul buyur, hastalarımıza şifa, ölülerimize rahmet ihsan eyle. La ilahe illailah Muhammedün Resfılüllah haktır, ger­ çektir. Bütün nebilere ve meleklere salat ve selamlar ederiz . Allahu tealadan mağfiretini niyaz ederiz. Allahu te;alanın sözle, fiille, batırdan geçirmek suretiyle, bakıp görerek işlenmesinden hoşlanmadığı bütün ef”al ve harekatımdan ötü­ rü tövbe ederim. Allahu azim-üş-şanı, bütün noksan sıfatıardan tenzih ve bütün kemal sıfatları ile tavsif ederim. Hamd-ü sena, aneak Allahu tealaya mahsus ve münhasırdır. Allahu teala, büyüktür, çok büyüktür. Ona çok çok hamdederiz ki, hamd-ü sen.a ancak ona mahsus ve münhasırdır. Allah u tealayı, bütün noksan sıfatıardan tenzih ve kemal sıfatlarıyle tavsif eder, gece ve gündüz ona hamdederiz. Bütün tesbih, tenzih, tahmit ve tekbirlerimiz o yüce Allaha mahsustur ki, o mülkünde adalet ve hakkaniyyet üzere hükmeden padişah-i lem-yezaldir, yarattıklarını dilediği her şeye zorlayıcı, istediğini zorla yaptLrıcı, §”sileri kahredici, mü’minlerin ayıplarını ve günahlarını örtücü sultanımız ve her şeye gücü yeten kadir-i mutlak ve ma”bud-u bil-haktır. Bizde, kötülüklerden ve ma’siyyetlerden kaçınınağa ve ta’at ve ibadete yönelmeğe kuvvet ve kudret yoktur. Bütün. kudret ve kuvvet, ancak o yüce ve ulu Allahımızdadır. ·Ey kerim Allah ! Bizleri affeyle … Ey rahiym olan Allah ! Bizleri affeyle .. Ey Ralıman ve rahiym olan ulu Allahımız ! Bizleri lütuf ve merhametin iktizası yarlığa ve günahlarımızı bağışla ya erham-er-rahimiyn .. (El-Fatiha)

ÖNEMLİ NOT: Metin bir kitaptan alıntı olduğu için yazım hataları olabilir. Hakkınızı helal edin.

KAYNAK: http://www.muzafferozak.com/PDF/Kitaplar/VirdiSettar_Okunus_Tercume.pdf

Category: Büyüklerin Duaları

About Ahmed Musab Adal

1978 Kastamonu doğumluyum. Üniversitede ilahiyat fakültesini bitirdikten sonra internette birkaç özel projede yer aldım. Yaklaşık 4 yıldır blog yazarıyım. Alıntı ve uyarlama yazılarım yoğunluktadır.