Hayranlık Kültürü, Çocuk İçin Elverişsiz Bir Gelişme Ortamıdır

By | 13 Mart 2023

Anne babanın küçük şeylere büyük önem vermemeleri, büyüklükler karşısında küçük davranmamaları çocuğun karakter teşekkülünde etkili olur. Her şeyi ve herkesi alkışlama konusunda çok istekli olan bir ailede çocuğun faydalı ile faydasızı, güzelle çirkini, iyi ile kötüyü ayırma gücünün doğru gelişmeme ihtimali vardır. Küçük menfaatler, küçük insanlar, küçük davranışlar ve küçük sonuçlar karşısında hep hayran olan bir ailede çocuk da her küçüklüğe hayran olarak yetişir.Anne mübarek gecelerde çocuklarının kıyafetlerini değiştiriyor, onlara ilgi çekici hediyeler alıyor, onların da arkadaşlarına hediye vermesini sağlıyordu. Bu ailede mübarek geceler hem ibadet, hem çalışma geceleriydi. Çocuklar büyüklerinin yanında ibadetlerin bir kısmına katılıyorlar, en çok sevdikleri veya en çok zorlandıkları derse de bir saat fazla çalışıyorlardı. Çocukların çok hoşlanacakları bütün kararlar bu gecelerde alınıyordu. Yenilenecek bir eşya, bir seyahat, tatil planı, giderilecek bir ihtiyaç hep bu gecelerde belirleniyordu. Her anne baba çocuğu için daima çaba içindeydi, daima onu memnun edecek, onun ilgisini çekecek faaliyetler peşindeydi. Bunların bir kısmının mübarek gecelere ayrılması hiç de zor değildi. Bu aile, çocuklarının türlü vesilelerle oruç tutmalarına da çok önem veriyordu. Çocuklar henüz çok küçükken tuttukları yarımşar günlük oruçlarının karşılığında aldıkları ödülleri hiç unutmuyorlar. Baba şöyle diyordu: “Oruç, onlara bizim ifade edemediğimiz her şeyi ifade ediyor. Kendilerini kontrol edebilmek onları müthiş güçlendiriyor.” Ailenin sadece çocuklar için düzenlediği iftar yemekleri de üzerinde durulmaya değer bir faaliyettir Çocuğa daima gerçek büyüklükleri sunmak gerekir. Çocuk, sahte başarılardan, sahte insanlardan, basit, kaba ve sıradan “ürünler”den korunmalıdır. Çocuk seçmeyi, ayırmayı, doğruyu takdir etmeyi öncelikle anne babasından öğrenir. Bu da zaten gerçek kültürdür. Bayağı olanla seçkin olanı ayıramayan, bayağı olanın da doğrular ve güzellikler için bir vasıta olabileceğini düşünen insan, “kültürlü insan” sayılamaz. Bayağı olanla seçkin olanı ayıramayan bir insan, önemliler sıralamasını da yanlış yapar. Seçkim i olmayan bir anne baba çocuğa seçkin biı ortam sunamaz. Çocuğun popüler kültüre teslim edilmesi, popüler kültürün onda eğitici ve öğretici olacağının düşünülmesi tehlikeli bir yanlışlıktır.  Popüler kültür genellikle yalnızca eğlence sunar ama tehlikesi buradan gelmez, o, eğlencenin sürekli olması gerektiğini telkin eder. Artık korkunç sermayelerle “büyük prodüksiyonlar” halinde sunulan popüler kültür için herkes sadece bir müşteridir ve onun amacı müşterileri artırmaktır.

Category: Ahlak Gelişimi

About Ahmed Musab Adal

1978 Kastamonu doğumluyum. Üniversitede ilahiyat fakültesini bitirdikten sonra internette birkaç özel projede yer aldım. Yaklaşık 4 yıldır blog yazarıyım. Alıntı ve uyarlama yazılarım yoğunluktadır.