Besmelenin Sırları

Bu bölümde besmelede yer alan ‘Allah’ kelimesindeki ve Allah’ın güzel isimleri demek olan Esmau’l Hüsnadaki bazı sırlara açılan kapıları aralamaya çalışacağız. Önce Allah lafzındaki bazı sırlara Bismillah deyip başlayalım. 1. Allah Alsaha.com sitesinde yer alan bir habere göre: Ürdün Yermuk Üniversitesinde Dr. Fahri Kettane, bir derste sınıfa: ‘ses ve yapı yönünden ‘Allah’ lafzı hakkında kim
konuşmak ister, bir fikri olan var mı?’ diye soru sorar. Sınıfta sadece bir öğrenci par mak kaldırır. O da Helen adında İspanyalı, Hıristiyan ve ikinci sınıf bir mastır öğrenci sidir. Helen, Allah kelimesinde gördüğü sırla rı şöyle açıklıyor: ‘Allah lafzı Arapçada gördüğüm en güzel isimdir. Allah’ın bütün isimleri içinde ‘Allah’ lafzının farklı bir telaffuzu vardır: Şimdi ‘Allah’ diyelim ve harflerine bakalım, karın boşluğundan geliyor, noktalar olmadığı için dudak hareketi yok, Allah diye telaffuz ettiğimizde kimse bunun farkına varmıyor. öylece “Allah Allah” diye zikir
eden bir insan bu zikrini kimseye his ettirmeden yapabiliyor.’ Haberde Helena’nın daha sonra Müslüman olup Hatice ismini aldığı ifade ediliyor.Allah kelimesindeki harflerin telaffuzunda başka bir sır: Allah kelimesindeki “E lif’ harf veya sesi, içerden, boğazın sonundan ve ruhtan hiçbir şeye takılmadan çıkıyor, “Lam” harfi ve sesi ise, yavaş yavaş yükselerek dilin ucuna kadar çıkıyor sonra ‘Ha’ ya dönüyor ki o da boğazın içi ve ruhun mahallidir. Bu telaffuzda da şöyle bir sırra işaret ediliyor: ‘ Son başa dönüştür’ yani Allah’tan geldik ve yine dönüşümüz Onadır. 2. Allah lafzının yazılışındaki mucizevi sır: Allah kelimesindeki harflerin yazılış ve sıralamasında öyle bir tevaff’ıık sırrı vardır ki tesadüfe ihtimal vermiyor. Şöyleki, Allah lafzındaki harfleri sırayla bir bir kaldırdığımız zaman geri kalan kısım yine Allah’ı ifade ediyor: Başından elifi kaldırdığımız zaman geriye “Lillah” kalır ki, yine ‘Allah’ demektir. Kur’an’da bu şekilde ‘Allah’ karşılığı olarak gelmiştir. Başından (lamı) kaldırdığımız zaman “Lehu” kalır yine ‘Allah’ demektir. İkinci “lamı”da kaldırdığımız zaman ‘Hu’ kalır ki, Allah’ın zatının unvanıdır
yine Allah demektir ve zikirlerimizi çoğu kere “Hû” ile, yani Hüve ile ifade ederiz. (Hu) aynı zamanda İsm-i Azam sayılmaktadır. Allah lafzının son harfi ‘Hu’ dur ve Allah’ı ifade etmektedir. Hatta çok deta diğer isimlerle Allah’a yönelmektense, (Hu) ile yönelmek daha uygun olur. Hoca Efendinin ifadesiyle ‘Aslında her nefes alış verişimiz bir (Hu) dan ibarettir yani ‘Hu’ bizim hayat kaynağımızdır.’ Allah lafzındaki iki “Lam”dan birini kaldırdığımız zaman da geriye (İlah) kalır ki, O da ‘Allah’ de inektir. ‘İlahi…’ diye duaya başlarız. İşte Lafz-i Celal böyle mucizevi bir kelimedir Esmaü’l-Hüsnanm ilmi esrarı Kahire Aktif Enerji sistemi uzmanı Dr. İbrahim Kerim’in Allah’ın isimlerini zikir etme,
abdestin ve bazı ibadetlerin insana yaptığı etki ve insan ruhunda meydana getirdiği enerji konusunda ilginç araştırma sonuçları İslam Online.net sitesinde yayınlandı. Dr. İbrahim Kerim, Esmau’l Hüsnayı zikretme, Kuran okuma, dua ve ezanın telaffuzu esnasında insanda ortaya çıkan ruhi
enerjiyle vücutta oluşan titreşimleri ölçmek suretiyle önemli sırlara ulaştığını ifade ediyor. Dr. İbrahim Kerim araştırmasına dayanarak, Esmaü’l Hüsnanın her birisi, muayyen bir güce sahip olduğunu, o isimlerin durumunda ruhta muayyen bir enerjinin ortaya çıktığını ve düzenli olarak
zikir edilen esmanın bir veya daha fazla organa muayyen bir tesir yaptığım ve bunun Allah’ın muhtelif isimlerinin zikri
esnasında vücutta meydana gelen titreşimlerin ölçülmesiyle anlaşıldığını söylüyor. Ayrıca Dr. İbrahim, Biyo geometri bilim
dalıyla Radiesthesia (Vücut frekansı) bilimleri çerçevesinde yaptığı araştırmada ibadet te bazı ses ve hareketlerin insanda oluşturduğu
tesirler konusunda şunları ifade ediyor: “Biz Miislümanlar olarak dua ve namaz gibi ibadetleri bazı hareketlerle yapmaktayız, Namazda tahiyyatta, teşehhüd esnasında parmak kaldırma hareketini müteaddit defa ölçtüm, deneylere tabi tuttum, gördüm ki, şehadet parmağının kaldırılması esnasında bir ruhi enerji meydana geliyor, sol elin parmağı ile yapılan aynı harekette ise, herhangi bir enerji görülmüyor. Dua esnasında kaldırılan elde şehadet parmağı hareketinde olduğu gibi aynı ruhi enerjiyi tespit ettim. Böylece ibadet maksadıyla yapılan her organ hareketinin ruhi bir enerji oluşturduğu hususu anlaşılmış oldu. Dr. İbrahim, ezan konusunda da şunları söylüyor: ‘Müezzinin okuduğu ve ibadetin
bir parçası olan ezan, sadece mü’minleri namaza davet için değil, aynı zamanda bu ses, mü’minlerin ruhunda ilave bir enerji üretmek
suretiyle onları namaza hazırlıyor, bundan dolayı ezan okunurken namaza durmamak lazım,” diyor. Bütün semavi dinlerde, ruha enerji veren namaz, oruç, dua gibi hareketlerin olduğunu belirten Dr. İbrahim Kerim, araştırmasının sonunu ‘Din ilimdir, onun gerçek boyutunu
idrak etmeğe kimsenin gücü yetmez’ cümlesiyle bitiriyor. 4. Besmeledeki her harf, bir sıfatın ilk harfini oluşturuyor ‘Kurtubi’ tefsirinin beyanına göre, Besmelenin yazılışındaki sırlardan biri de, onu yüceltmiştir. Aynen bunun gibi kim ki Allah için tevazu gösterirse Allah da onu yükseltir ve kıymetlendirir.’