KAPKARA

By | 09 Nisan 2022

Çocuk evin bir köşesine çekilmiş, yere serdiği büyükçe bir mukavva üzerinde, küçük toprak bir kâseyi boyamaya çalışıyordu. Kâseyi rengârenk boyayacak, üstüne yazın gittikleri denizden getirdiği deniz kabuklarını yapıştıracak, en sonunda hepsini vernikle parlatıp anneler gününde annesine hediye edecekti. Hayalindeki kâse ile meydana çıkarmaya çalıştığı şeyin birbirine benzememesinden canı sıkılmıştı ama yine d e Dir şeylerin ellerinde oluşuyor olmasından haz duyuyordu. İyi kötü, bir iş üstünde ilerlemekten memnundu. Bir ara babasının kendisini seyrettiğini fark etti. Babası bu çalışmasından hoşlanmıştı herhalde. Çocuk belli belirsiz bir gurur duydu. Baba yerinden kalkıp oğlunun yanma gitti. Çocuk sevindi. Babasının, başını okşayıp “Aferin oğluma.. Ne kadar güzel oluyor!” demesini bekledi. Göz ucuyla babasına bakıyor, gururla gülümsüyordu. Az sonra gülümsemesi donuverdi dudaklarında. Babası elinden fırçayı hiddetle alıp “Beceriksiz herif!” diye bağırdı. “Oldu mu bu şimdi!. Ziyan ettin kâseyi!” Çocuk ne yapacağını şaşırmışken baba bir emir verdi: “ Kalk oradan!” Baba, çocuğun oturduğu yere geçip fırçayı suda yıkadı ve toprak kâseyi yeniden boyamaya başladı. Çocuğa da “Seyret!” dedi. “Seyret de nasıl yapılacağını öğren!” Çocuk, elleri arkasında, başı önünde, yanakları
kıpkırmızı, kâseyi boyayan babasını seyrediyordu. Çok korkmuş ve kırılmıştı. Kendine güvenini bir anda kaybetmişti. Kanatları kırılmış bir minik kuş gibiydi. Kendini ne kadar ağırlaşmış hissediyordu. Demek kanatları kırılınca böyle oluyordu kuşlar. Baba elinde fırça, oğlunun geleceğini boyayıp duruyordu, kapkara…

Category: Ahlak Gelişimi Dualar

About Ahmed Musab Adal

1978 Kastamonu doğumluyum. Üniversitede ilahiyat fakültesini bitirdikten sonra internette birkaç özel projede yer aldım. Yaklaşık 4 yıldır blog yazarıyım. Alıntı ve uyarlama yazılarım yoğunluktadır.