Mukaddime

By | 18 Kasım 2022

Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. O ki rasûlünü
tüm dinlere üstün kılmak için hidayet ve hak din ile
göndermiştir. Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. O
birdir ve ortağı yoktur. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) de
O ’nun kulu ve rasûlüdür. Salat ve selam O’nun, ehlinin, ashabının
ve kıyamete kadar O’na ihsan üzere tâbi olanların üzerine
olsun.
Bundan sonra; Zikir ve dua en büyük ibadetlerden, Allah’a
yaklaşmanın en büyük vesilelerinden ve en değerli taatlerdendir.
Zira zikir ve dua Allah (Subhanehu ve Tealafya ulaştıran kulluğun
en önemli özelliklerini içermektedir. Nitekim Allah Teâlâ “De ki:
Duanız olmasa Rabbim size neden önem versin ki?” (Furkân, 77)
buyurmuştur. Demek ki dua A llah’ın rahmetinin inmesini ve
O ’nun rızasının sağanak hâlinde boşanmasını talep etmek için
dayanılacak şeydir. Zira O ’nun rızâsı rahmet ve ndvândır.
Rahatlık ve güzel rızık demektir. Kişinin işini Allah’a havale
etmesi O ’nu büyüklemesidir, O’na dayanmasıdır. Yalnızca O ’na
dua etmek ve O’na sığınmak tevhidin zirvesidir, kabul edilecek
kulluğun doruk noktasıdır. Allah (Subhanehu ve Teala) ihlâs sahibi
sâlih kullarını vasfederken onların kendisine bütün âzâlanyla
yöneldiklerini, herhangi bir dünyalığın ya da arzunun onları
kendisinden çevirmediğini söylemektedir:
“Onları ne bir ticaret ne bir alışveriş A lla h ’ın zikrinden
alıkoy a r.” (Nûr, 37)
‘Yanları yataklardan uzak durur. Rablerine korkarak ve
umarak duâ ederler.” (Secde, 16)
Allah’a dua etm ek ve O’nu anmak nefsi ruhi riyazete,
gafletten uyanmaya, şeytanın akıllara soktuğu düşüncelerden ve
attığı vesveselerden sakınmaya sevk eder. Bu düşünceler ve
8 Seuhulislam İbn Teumiuue
vesveseler ki şeytan bunlarla gâfilleri Allah’ı anmaktan alıkoyar.
Sahih olarak rivayet edildiğine göre cennetin evleri Allah’ın zikri
ile inşâ edilir. Zikreden kimse zikri bıraktığı zaman melekler de
evi yapmayı bırakırlar.
Yine sahih olarak rivayet edildiğine göre Rasulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim (aleyhisselamfm şöyle dediğini
bildirmiştir: “Cennetin toprağı hoş, suyu tatlıdır. O düzlüktür.
Ona dikilecek fidan ‘Subhânallâhi ve’l hamdulillâhi ve lâ ilâhe
illallâhu vallâhu ekber’dir.”
Duâ ve zikir ile sıkıntılar ortadan kalkar, yorgunluklar
gider, kalplerin pası silinir. Örneğin Rasulullah (saHgUlahu aleyhi ve
sellem) sıkıntının kalkması için yapılacak duada şöyle demiştir:
“Yüce A rş’ın Rabbi olan Allah’tan başka ilâh yoktur.
Göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve şerefli Arş’ın Rabbi olan
Allah’tan başka ilâh yoktur.”
İstikâmet üzere olan kalp daima Allah’ın zikri ile meşgul
olur. Mûsâ (aleyhisselamfm “Rabbim bana indireceğin her bir hayra
m uhtacım !” (Kasas, 24) demesi üzerinde düşün!
Yûnus (aleyhisselam) da “Senden başka ilâh yoktur, Sen bütün
noksan sıfatlardan münezzehsin, şüphesiz ben zâlim lerden oldum ”
(Enbiyâ, 87) demiştir.
İşte Allah’ın nebisi, beşerin babası Âdem (aleyhisselam)\ O
şöyle demiştir:
“Rabbimiz, biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve
bize m erhamet etmezsen mutlaka zarara uğrayanlardan
oluruz. ” (A ’r â f 23)
Allah (Subhanehu ve Teala)’nın rahmetinden, kereminden,
lütufkârlığından ve fazlındandır ki kendisini zikreden kullarına
onları zikrederek karşılık vermektedir. O “Beni anın ki sizi
anayım ” (Bakara, 152) buyurmuştur. Zikreden kimse için fazilet
ve şeref olarak sadece bu olsaydı bile yeterdi.
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Rabbinden rivayet
ettikleri arasında şunları söylemiştir:
“Kim Beni kendi içinde anarsa Ben de onu kendi nefsimde
anarım. Kim Beni bir topluluk içerisinde anarsa Ben de onu
onlardan daha hayırlı bir topluluk içerisinde anarım.”
Allah (Subhanehu ve Teala)’m n kendileri için bir mağfiret ve
büyük bir ecir hazırladığı kullarından bir sınıf da zikredenlerdir.
Nitekim O “A lla h ’ı çokça zikreden erkekler ve kadınlar…” (Ahzâb, 35)
buyurmuştur.
Kur’ân-ı Kerîm’de müminlere Allah (Subhanehu ve Teala)’yı
çokça zikretmeleri emredilmiştir. Allah Teâlâ “Ey iman edenler,
A llah’ı çokça zikredin” (Ahzâb, 41) buyurmuştur.
Bu ayet-i kerîmeye bakıldığı zaman Allah (Subhanehu ve
Teala)’mn müminlere hitap ettiği görülür. Çünkü Allah bunu
müminlerden başkasından, onlar küfürde ve imansızlıkta ayak
diretirlerken istemez. Çünkü Allah’ı zikretmek müminler için bir
şeref ve saygınlıktır. Allah Teâlâ mümin kullarına, onların
üzerindeki nimetlerini sürekli kılmak için kendisini
zikretmelerini emrederek saygınlık kazandırmaktadır. Allah
(Subhanehu ve Teala) zikir ve cihadı birlikte zikretmiş, şöyle
buyurmuştur:
“Ey iman edenler! Bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebat
edin ve A lla h ’ı çokça zikredin ki kurtuluşa eresiniz.” (Enfâl, 45)
A llah’tan bizi dosdoğru yol üzere sabit kılmasını, ihlâsımızı
ve saf niyetimizi bizden kabul etmesini niyaz ederiz.Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Yaratılmışların
en şereflisi olan Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellemfe
salat ederim. Selam, Allah’ın seçmiş olduğu kullarının üzerine
olsun. Allah’tan başka ilah olmadığına, bir olup ortağının
bulunmadığına, Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellemfin de
Allah’ın Rasulü olduğuna şahitlik ederim. Allah (Subhanehu ve
Teala) şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler! A lla h ’tan korkun ve doğru söz söyleyin.
(Böyle davranırsanız) Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı
bağışlar. Kim Allah ve Rasulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa
ermiş olur. ” (Ahzab, 70-71)
“Kim izzet ve şeref istiyor ise bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi
A llah’ındır. O ’na ancak güzel sözler (kelim u’t-tayyib) yükselir.
Onları da A lla h ’a salih ameller ulaştırır.” (Fatır, 10)
“Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki ben de sizi anayım. Bana
şükredin, sakın bana nankörlük etm eyin!” (Bakara, 152)
“E y iman edenler! A lla h ’ı çokça zikredin.” (Ahzab, 41)
“… A llah’ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya;
işte Allah, onlar için mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.”
(Ahzab, 35)
“Onlar ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken
A llah’ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin
düşünürler (ve şöyle derler) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın.
Seni teşbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru!” (Al-i
İm ran,ıgı)
“Ey iman edenler! Herhangi bir topluluk ile karşılaştığınız
zaman sebat edin ve A lla h ’ı çok anın ki umduğunuza kavuşasınız”
(Enfal, 45)
“H ac ibadetlerinizi bitirince, babalarınızı andığınız gibi,
hatta ondan daha kuvvetli bir şekilde A lla h ’ı anın. İnsanlardan
öyleleri var ki: Ey Rabbim iz! Bize dünyada ver, derler. Böyle
kimselerin ahiretten hiç nasibi yoktur.” (Bakara, 200)
“Ey iman edenler! M allarınız ve çocuklarınız sizi A lla h ’ı
anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana
uğrayanlardır.” (Munafikun, 9)
“Onlar, ne ticaret ne de alışverişin kendilerini A lla h ’ı
anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı
insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir
günden korkarlar.” (Nur, 37)
“Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir
sesle sabah akşam Rabbini an. Gafillerden olm a!” (Araf, 205)

Category: En Güzel Dualar

About Ahmed Musab Adal

1978 Kastamonu doğumluyum. Üniversitede ilahiyat fakültesini bitirdikten sonra internette birkaç özel projede yer aldım. Yaklaşık 4 yıldır blog yazarıyım. Alıntı ve uyarlama yazılarım yoğunluktadır.